Nerde okuduğumu hatırlamıyorum biryerlerde “Eskiden 2 kişi oturduğumuz kapı aralığına şimdi zor sığıyorum, insan büyüdükçe yalnız mı kalıyor ne?” okumuştum. Büyüdükçe insan bence yalnız olmayı çemberi daraltmayı tercih ediyor, belkide hayat tercih ettirtiyor. Herzaman sırtını yasladığın çember ne kadar darsa o kadar güvende olursun diye düşünürüm.
Mezun olurken bir kaç arkadaşımdan yıllık yazısı istedim, gelen yazılar beni duygulandırdığı için daha sonra yıllığa koymasam bile ilerde hatırlamak istediğim bazı kişilerden de birer paragraf istedim. Hatırlamak ve hatırlanmak güzel birşey. Bu blog ne kadar açık kalır bilemiyorum fakat açık kaldığı sürece arada dönüp bakmak istediğim arkadaşlarımın yazılarını buraya bırakmak istedim. Henüz yazmamış insanlarda var geldikçe güncellerim. Hatırlamak ve hatırlanmak için benimle ilgili birşeyler karalamak isteyenlerde yorum kısmına bırakabilirler.
Şahin Çetinkaya der ki;
Hayatın tozlu, dumanlı, fırtınalı ergenlik yıllarından bugüne kadar, cok yola beraber baş koyduk biz, umutsuzluk güneşinin tepemize doğduğu gün ve aylarda bizi gelecege umutla baktıran hayallerimiz vardı hep, o hayalleri beraber yogurup şekillendiriyorduk ,tarifi olmayan zengin ve geniş ufkumuzda. Beraber aşık oluyor beraber ayrılıyorduk ve sonra yine beraber dertleşiyorduk, kardeş olsa bu kadar yakın, abi olsa bu kadar içten olurdu. Hayatımın 25. Yılını devirmeye hazırlandığım şu zamanda, bu hayatın bana verdiği en değerli dost, en kardeş. Yeteneklerini anlatmaya gerek yok, o zaten halka malolmuş bir marka artık, o “Elmalma”nın kurucusu, o benim kardeşim ve en yakın dostum, o Rodin Alper Bingöl.
İrem Derici der ki;
Hey gidi Rodin… O kadar çok zorlanıyorum ki sana uygun sıfatı ararken…
Zekasına hayran olduğum adam Rodin, uçlarda yaşayan, duygu patlaması adam Rodin, güçlü kalemiyle mest eden Rodin, “RAB” Rodin, 4 senede 444 seneye zar zor sığacak “şaka gibi” bir ton olayı beraber yaşayıp üstesinden geldiğimiz adam Rodin, bazen “Ulan ben bu adamı tanımıyorum galiba…” diye şüpheye düşüren, süprizlerle dolu adam, bazen de bir bakışından, bıyık altı gülümsemesinden her şeyi anlatan Rodin.
Düşünen adam Rodin, düşün düşün boktur işi be Rodin! Aşk adamı Rodin, ufak şeylerle mutlu olabilen, değer bilen adam Rodin. Canımdan çok sevdiğim Rodin, bazen ise ağzına ağzına vurmak istediğim Rodin. Beyni dinlenmek nedir bilmeyen, çözüm üreten adam Rodin.Her şeyden de önemlisi “kardeş” kavramını dolu dolu anlamlandırdığım, benim bir parçam olan Rodin. Bilgi Üniverstesi’nin en güzel hediyesi Rodin! Şuna eminim ki takma diş, baston kıvamına geldiğimizde bile senle ben “biz” olmaya devam edeceğiz. Çünkü malum, bizi bekleyen tonlarca proje, konser, festival var. Muhabbet edecek tonlarca saatimiz, içilecek galon galon alkolümüz var. Uğruna ağlayacağımız, uğrumuza ağlayacak bir ton insanın ve kardeşliğimizin şerefine!
Canımsın Rodin!
Güler Özbek der ki;
Yüreğini bıkmadan usanmadan insanlara açan, olduğu gibi görünen göründüğü gibi yaşayan, dürüst, her türlü macerayı yaşamış her türlü insanla karşılaşmış olmasına rağmen ruhunu yeni doğmuş bir çocuğunki kadar temiz tutmayı başarmış dostum, yıllar ne kadar çabuk geçiyor değil mi? Eminim sende benim gibi inanılmaz derece net bir şekilde hatırlıyorsun tanıştığımız ilk günü. Hayatıma girişin ile artık hiç bir şey aynısı gibi olamazdı. Seni tanıdıkça kendimi tanır oldum senin anlattıklarınla büyüdüm dünyayı algılamam bile farklı oldu. İşte o günlerden bu günlere çok şey yaşandı. Senin de dediğin gibi ‘su aktı yolunu buldu’. Hiç şüphe yok ki yıllar sonra gene bugünkü gibi hem başarılı, hem insani özelliklerine sahip çıkmış bir insan olarak bulacağım seni. Bir ömür boyu mutlu olmanı diliyorum zeki adam…
Ezgi Zerey der ki;
Tanıdığım en dengeli dengesiz’e 🙂
Bizimki çok garip gelişti aslında, bizle pek de ilgisi olmayan bir veda gecesinde, birden bire paylaşılan bir sürü özel hatıra ve tüm bunları paylaşmanın verdiği o müthiş zevkle.. Aniden bir bakmışız ki birbirimize kan, can olmuşuz.. Ve zamanla seni gördüm, ruhunu gördüm; yaptığın deliliklerin ardında aslen nasıl bir aşk adamı olduğunu, tüm sorumsuzluklarının ardında kendi hayatın ve ailen için nasıl da kendini bilir bir iş adamı, aile reisi olduğunu.. Ve tabi ki, tüm mütevaziliğinin ardında aslında nasıl büyük bir yetenek ve deha olduğunu.. Bir ara bir baktım delirmişsin yine, sana saatlerce dinletmeye çalışıyorum kendimi ve tabi ki başaramıyorum; sonra bir baktım beni karşına almış, bana beni anlatıyorsun..
Sanırım senin için çok net ve şüphesiz, üniversitenin bana kazandırdığı en güzel şey diyebilirim.. Sırtımı yaslayabileceğim kadar baba, beni koruyacağından bir an bile şüphe duymayacağım bir ağabey ve herşeyden de öte beni asla yargılamadan, gülümseyen gözlerle dinleyebilen müthiş ve kıskanılacak bir dost..
Seni çok seviyorum yalnızca üç kelime. Bilirsin, bizimki kelimelerden de öte..
Dört yıldır ilk kez; bu yazıyı yazarken ve seni, bizi düşünürken diyorum ki, iyi ki girmişim şu okula..
Canımdan bir parçasın.
Bengi Tonbul der ki;
Biraz zamansız, biraz da hudutsuzca, monitöründe yanıp sönen bir turuncu ışık olarak hayat alanına daldığım bir yabancı. Ortak bir acıyı, pek de benzer olmayan bir üslupla adımladığımızı hissedip, -biraz tedirgin- kapısını tıklattığım, misafirperver ev sahibi. Yabancıların, en yakınlara yeğ tutulduğu bir dönemin, işteşliğine hakkını veren “sırdaş”ı.
Aşka bile kafa tutacak kadar asi, prematüre olmadığına şaşılacak kadar “dörtnala”, öfkesi zehir zemberek, sevmesi dünyaya bedel, sözcüklere sığdırmanın, kalıplara oturtmanın pek de kolay olmadığı, bir tesadüfün peşine takılıp hayatına sızdığım koca yürekli bir adam… Güzel gözlü oğluna ilk nazar boncuğunu takmak isteyecek kadar yakın olduğum; hoş gördüğüm, hoş bulduğum, karga kılavuzu olduğum ve nihayet, kahkaha atabilen gözbebekleri ile de tanıştığım kayıp kardeş. Böyle sıra dışı başlangıçları severim, hakkını verelim.
Ayça Tümöz der ki;
Eski aşk, arkadaş, dost, kardeş, aile… Kısaca her şeydin benim için… Nerdeyse 5 sene bu şekilde geldi geçti hayatımızdan. Neler yaşamadık, görmedik ki bu zaman içerisinde. Ne kelimeler yeter ne de zaman yeter bunları anlatmaya… Tek bildiğim bir şey var ki iyisiyle kötüsüyle hiçbir zaman unutulmayacak oldukları. Bilirsin cümlelerle aram hiçbir zaman iyi olmadı ama şundan emin ol ki nerde, kimle olursak olalım geçmişe dönüp baktığımız zaman yüzümüzde bir tebessümle birbirimizi hatırlayacak olduğumuzdur. Sen böyle bir insansın benim için. Bunu hiçbir zaman unutma olur mu? Hayat karşımıza neler çıkaracak bilemiyorum sadece bunu elimizden geldiği kadar korumaya çalışacağımı biliyorum. Umarım hayat sana çok daha cömert davranır yeter ki sabırlı ol ve gülümsemeye devam et. Çok mutlu bir hayatın olduğunu biliyorum, yeni günlerin daha çok mutluluk getirmesini dilerim senin için çünkü bunu hak ediyorsun.
Cem Şahin der ki;
Sevgili dostum, sana “dostum” diyorum çünkü bilirsin biz insanlar belirli bir yaşa kadar büyürüz , okullarda çeşitli sosyal çevreler , arkadaşlıklar ediniriz. Biz ne kadar büyürsek, arkadaşlıklarımızı da o derece irdeler ve insanların hayatımızda ki yerlerini belirleriz.
Üniversite yıllarında benim için iki tip arkadaşlık oldu. Bunlardan biri “okul arkadaşı” yani okulda başlayıp okul ile birlikte biten arkadaşlıklar. Bir diğeri de her zaman kaldığı yerden devam edebilen ve hep ileriye doğru giden “dost” kavramı oldu.Bu yazıda “ Hatırlarmısın , şunu şunu yaptık ne komikti “ gibi şeyleri pek yazmaya gerek görmüyorum. Ama şunu diyebilirim ki seninle gerçekten çok şey yaptım ve hepsinden de keyif aldım.
“ Rodin Alper Bingöl nasıl biri ? “ deseler ama diyceğim heralde ; Konuşarak her şeyi becerebilecek , ikna etme kabiliyeti inanılmazın ötesinde , ne istediğini bilen ve her daim onu elde edebilicek kapasitede ve inanç kat sayısına sahip olup , her ne yapmak istiyorsa ve yapıyorsa çalıştığı sektörde adından çok bahsettirecek son derece başarılı bir insan derim.
Şu dönem içinde pek birlikte bir şeyler yapmasak da iyiki hayatımdasın Rodin ve inan bana benimle ilgili ve kendinle ilgili çok şey kattın.Biliyorum ki yarın veya öbürgün başım sıkışsa ilk yardım edecek insanlardansın. Mezun oluyorsun. Hayat şimdi başlıyor =)
Burayla yıllık yazıları ararken karşılaştım ve iyi ki karşılaşmışım. Aynı okuldan mezun olmuşuz, güzel yıllık yazısı önerilerin olursa mail bekliyorum :=)
Şans eseri buldum ve tanımadan sevdim 🙂 selamlar.
İrem derici şuan hepimizin tanidigi sanatci güzel şahsiyetmi???
Benim 1 tane sorum var.Arkadaşıma yıllık yazıcam bulamadım bu yazıları yazabiliyomuyuz bizde.LÜTFEN acil cevap
Işık mezunu musun?
bazen düşünürüm ..İnsanlar acaba yıllık yada onlar hakkında yazı yazarlarken çok doğrumu yazıyor yada konuşuyorlar diye bence hiçte doğru konuşmuyorlar kötü yanlarını hiç mi hiç yazmıyorlar . yaz babam yaz onları övmeye bu bence olmamalı insan kötü yanlarınıda söylemeli o kişide hatalarını düzeltmeli …benim kötü yanlarımı söylemelerini isterdim .. bileyim ki düzeltiyim ….
Çaldım lan ben bu yazıları
Ne kadar güzel ve birbirinize bağlı bir arkadaşlığınız var aslında imrendim hatta kıskandım galiba. Hiç bir zaman sitede yazılan yazıların tamamını okumamıştım ama bu yazılanlar okudukça eeee dahası yok mu dedirtir nitelikten 🙂
tebrikler 🙂
bu satırları okurken kurdugumuz dostlukların dosluk sandığımız kavramın ne kadar anlamsız kaldığını anladım
aslında amacım arkadaşlarımın yıllığına yazılabilecek metin türlerini incelemekti. Yazılanlara bakarak insanların gerçekten güel dostluklar edinebileceği fikri uyandı bende. umarım herşey gönlünüzce olur
Way be ne güzel arkadaşlıklar var. Ne yazacağımı şaşırdım valla. Bu Rodin’de nadir bulunan insanlardan olmalı. Çok şanslı biri. Arkadaşım olmasını istediğim biri. Çok etkilendim…
Düşünen Adam:
Aslında yazı yazmıyorum, sadece aklımdan geçenleri kelimelerle çiziyorum.
Sakın bırakma çizmeyi 😉
gerçekten yürekten hissettim ne güzel dostluklarınız varmış sizi tanımasam bile içimde sanki bende sizden bir parçaymışım gbi hissettim…
bi insan bu kadar mı sevilir ya merak etm bu adam gibi adamı:)
bunu yazmak zorunda hissettim kendimi internette gördüğüm şeyleri hayatta tamamını okumam hatta saçma bulurum bazılarını ama bunları ve senin yazdığın tümm herşeyi hayranlıkla okudum.. ve tam 4 saattir sitedeyim 😀 hani bir kitap okuyup sindirirsin ya sen bambaşka birşey yaratmışsın burda seni sindiriyoruz okurken ve bu inan bana kıskanılacak bir yetenek. şuan seni okadar kıskandım ki anlatamam. hayatın hep böyle olur umarım insanları seviyorsun ve sevgin sana bunları getiriyor seni tanımayı çok ama çok isterim şuan aklımda sana sormak istediğim okadar çok şey oluştu ki.. fazla uzatmicağım sadce tebrik etmek istedim yazılarına taptım.. kıskandım ve TEBRİKLER..
beni bu yorumu yazmaya iten yukarıdaki cümlelerin her biri harika.kimsin bilmiyorum ama iyiki bunu bizle paylastın.cok degerli dostlara sahip oldugunu gorebiliyorum.gercekten duygulandım..
ben de bu yazılardan bikaç tane copy paste yaptım arkadaşlarım için, yazanlar sağolsun:)
Satırlarıma nasıl başlayacağımı bilmiyorum,sennle ilgili bu yazıları okuduktan sonra Rodin.. Seni tanımıyorum,ama tanısam,keşke tanısam.. Alper’lerle aram hep çok iyi olmuştur. İnan bana arkadaşlarının senin hakkında yazdıklarını okurken gözyaşlarımı tutamadım. Herşeye çok çabuk ağlarım. Bana ne ki senin ağlamandan diyeceksin belki,kim bilir belkide sende duygulanacaksın bunları okuyunca.. Henüz daha 14 yaşındayım ben. Tam olarak “Ben herşeyin farkındayım.” diye bilmişcesine bi tavırla bu cümleyi kuracak kadar büyümesemde ki bununda farkındayım,ama yaşıtlarımdan biraz daha olgun düşüncelere sahip olduğumu düşünüyorum.. Seni tanımadan görmeden sevdim. Ve tanımadığın bir insanın,diğerleri açısından görüşlrini öğrennce ancak bu kadar ağlayabilir bi insan… Böyle arkadaşlara sahip olduğun için öncelikle seni ardındanda senn gibi bir insanı arkadaş edinebildikleri içinde dostlarını tebrik ediyorum… Ne mutlu sizleree.. Özlem adlı arkadaşın yazdığı gibi; “Hayatım ne kadar da boşmuş..” diyemem belkii,çnkü bunun için önümde çok uzun senelerim var karşılaşacağım çok insan var, ama yinede şu saate kadar benımde karşıma böyle insanların çıkmalarını isterdimm. Şimdiden isterdim. Bi gecenin körü oturup bloğunun satırlarına bu düşüncelerimi yazmakk istedim.. Kim bilir belki okunmaz yazdıklarım,belki sen bunu görmezsin bile.. Ama istek dışı bi hareket benimki kendimi tutamadım. Onca gözyaşının ardından buncacık tebriğide hak ediyorsun. Neyse daha fazla uzatırsam çok saçmalarım,o yüzden her ne kadar kısa olmasada kısa kesmek istiyorum. Hayatında olumsuzluklarla karşılaşmaman,hep mutlu olman ve başarılı bi yaşantı sürmen dileğiyle… Sene 2010 Ay Mayıs Gün Salı
Okby.~
Ne mutlu size….
O kadar duygulandım ki okurken, hayatımın ne kadar boş aslında ne kadar yanlız olduğumu hissettim. Böyle güzel cümleleri benim için kurabilecek insanlar düşündüm yok, benim böyle cümleler kurabileceğim birilerini düşündüm o da yok…
Ben hayatımı dolu dolu yaşadığı zannederkenn aslında bomboşmuş…
Umutsuzluğa kapıldığınızda, hayat size gereksiz yaşamaya demez geldiğinde bu yazılarr yetmeli hayata tutunmanıza.
Daha yıllar boyunca ,hayatınıza sizi böyle güzel içten cümlelerle anlatabilecek insanlar girmesi dileğiyle…
bnde butn yazılanlrdn cok etkılndım.tnısmk ısterdm.ne mtLu sana quzeL dostLr cıkarms karsna tanrı*m
çok merak ettim bu rodini herkez süper şeyler yazmış
mükemmel bir insansın sen..tek söyleyebileceğim şey, seni çok seviyorum..gözlerine bakarken cesaret edip söyleyemesem de…
bu yazılanlar beni çok etkiledi her ne kadar tanışmasakta tanışmayı çok isterim.
erkek arkadaşıma yıllık yazmamm lazım yardımlarnızı ıstiyebilirmiyim?
En güzel aşklar kavgayla başlar derler.. dostluklar neden böyle olmasın? Telefonda tanıştık ve bir erkekle telefonda ancak bu kadar kötü bir kavga edebilirdim ve ancak bu kadar iyi bir dostluğa dönüşebilirdi bu kavga. Rodin önyargılarımı bana hatırlatan ve bunların üzerinde düşünmemi sağlayan birisi. Beer portta oturup 70’lik hayaller kurup bana akıl hocası olabilen biri. Aslında kısık ve yumucuk bakışlarına rağmen dünyaya kocaman gözlerle bakabilen biri. Kavga etmekten mutluluk duyduğum tek kişi… erkek severse filmindeki andy garcia gibi bişi… bizi karşılaştıran her şeye sonsuz teşekkürlerimle rodin…
hala gorusulen tek eski sevgili 🙂
buyuk laflar devrilmis olsa da teker teker,
akla gelince gusel bi gulumseme yaratan tatli insan..
her sey gonlunce olsun..
Aslında en sevmediklerimdendir yıllık yazıları.Manasızdır çünkü esas oğlanla arandaki ilişkiyi cümleleştirmek,sana özel hissettirdiklerini başkalarının bilgisine sunmak.
Fakat ille de özeli genel yapmak gerekirse anlatırım ben ama anlamak biraz zor olabilir senin için.
Düşün ki küçük bir çocuksun ve annenden habersiz gittin,o çok sevdiğin lunaparka.Heycanlısın,mutlusun,huzursuzsun,keyiflisin,tedirginsin ve bir o kadar da güvendesin…Ne saçma değil mi o kadar karmaşık ve zıt duyguları aynı anda hissetmen..ama mümkün (=
İşte bendeki Rodin Alper Bingöl kısmen de olsa böyle tanımlanabilir.
Canım benim hala karar veremedim bünyemdeki nikotin mi yoksa endorfin mi olduğuna ama yine de hayatıma renk getirdiğin için,iyi ya da kötü öğretilerin için,oh sefam olsun kısmında yer aldığın için,önemsediğin ve daha bir çok şey için teşekkür ederim.
Seviyorum hayatımda olmanı…
Seni tanımış olmak benim için büyük bir şans. İlk rakımı senin elinden içtim biliyorsun 🙂
Dostluğun, her daim yanımda olan desteğin ve sırdaşlığın için sana çok teşekkür ederim.
Okulun bitişiyle bambaşka bir hayata adım atıyorsun. Yeni hayatında başarılı olacağından hiç şüphem yok.
Hayattan ne istiyorsan, ne bekliyorsan hepsi senin olsun canım.
Bol şans..
Seninle tanışmıyorum ama nedense burda yazılanların bir çoğunu yürekten hissediyorum.Bu kadar güzel dostların olması büyük şans.Başarılarının devamını diliyorum.
Nası tanıştık hatırlamam etmem çok ta önemli değil çünkü bilirim ki kaç sene olduğu değil nasıl olduğu değildir önemli olan bizim arkadaşlığımızda. Samimiyettir , içtenliktir bizi bu kadar iyi yapan . Zor zamanda yanında olmaktır… Fotoğraftan çakmıyosan pek fazla arkadaşına yardım etmektir☺ Sonra gelip hamburger yiyerek geyik yapmaktır. Yaa bi fotolarımı çek stüdyoda deyip , bakmayı beceremeyince azar işitmektir. Gecenin 5 inde Moda’dan kalkıp Eyübe gidip ders çalışmaktır saçma sapan ya da Kumkapı’da zil zurna olup önünü görmemektir. Karakoldan arıyorum polisim diye arar bi güzel kandırır , insanın asabını da bozar arada sırada. Pek muziptir sever böyle şeyleri. Gönül koymaz , trip yapmaz , halden anlar , iyi dosttur , sıkıntı vermez , dinlemeyi bilir , neşe verir. Seviyorum seni arkadaşım.
Bitmek tükenmeyen sorularıma her zaman hiç üşenmeden yanıtlayan, yaratıcılığıyla, her işi birden yapabilme yetisiyle beni şaşırtan, iyi bir dinleyici ve en önemlisi iyi bir arkadaş olan sen; şimdi üniversiteden mezun oluyorsun. Bu sonun senin için çok güzel bir başlangıç olucağından eminim. İnanıyorumki ilerde çok güzel işlere imza atıp, sevdiklerinle mutlu bir hayat süreceksin.=) çünkü bunu gerçekten hakediyorsun. Geçtiğimiz 8 senede olduğu gibi hiç kopmamak, hep güzel hatırlanmak dileğiyle..=)